.



Sağlık Rehberi

EPİLEPSİ: BİLİNENLER, BİLİNMEYENLER


EPİLEPSİ: BİLİNENLER, BİLİNMEYENLER

Yayınlanma Tarihi: 28 12 2019

Yazar: Uzm. Dr. Kudret YAZAN


EPİLEPSİ: BİLİNENLER, BİLİNMEYENLER

Beynin bazı bölgelerindeki hücrelerin anormal elektrik deşarjı nedeniyle ortaya çıkan klinik tabloya tıbbi olarak epilepsi, halk arasında ise sara hastalığı diyoruz. Deşarjın gerçekleştiği beyin bölgesine göre klinik belirtiler değişkenlik gösterebilir. Örneğin, bazı epilepsi nöbetleri bayılma, kol ve bacaklarda kasılma ve çenede kilitlenme, vb şeklinde olabileceği gibi, bazen de bayılma içermeyen, kısa süreli, tek noktaya boş bakma ve dalma, baş dönmesi, ani vücut sıçraması, kötü koku/ağızda kötü tat ve dejavü hissetme şeklinde yaşanabilir.

Epilepsi görülme sıklığı % 0.5-% 1 arasındadır ve kadın ve erkekler arasında farklılık göstermez. Hastalık herhangi bir yaşta görülebilir, ancak 16 yaş öncesi ve 65 yaş sonrası daha sıklıkla rastlanmaktadır.

Epilepsi nöbetinin süresi değişkenlik gösterir. Küçük nöbet 30 saniye ile 2-3 dakika sürebilir, ancak nöbet bayılarak ardarda süreklilik gösterirse aciliyet gereksinimi vardır ve hastane ulaşımı sağlanmalıdır. Aciliyet gerektiren nöbetlerde hastanın yan yatırılması ağız salgısının solunum borusuna kaçmasının önlenmesi açısından önemlidir. Kilitlenen çene ve kasılan kol/bacakların açılmaya zorlanmaması, kolonya/sarımsak/soğan gibi maddelerin koklatılmaması, yakasının gevşetilmesi, hastanın düşmemesi amacıyla korunması ve ağız salgısının temizlenmesi dikkat edilmesi gereken konulardır. Nöbet sırasında ağız yolu ile su ve ilaç verilmemesi gereklidir. Nöbetin ardından hastanın gösterebileceği şaşkın hareketlere fiziksel kısıtlama getirilmesi durumunda saldırganlık tablosu gelişebilir. Dolayısıyla kısıtlamadan kaçınılmalıdır.

Bazı uyaranlarla ortaya çıkan nöbet tipleri ‘refleks epilepsi’ olarak adlandırılır. Uyaran etmenler müzik, koku ve dokunma, vb’dir. Klinik tablosunda mental şaşkınlık, ağlama, vb bulunabilir.

Epilepsi hastalığının nedenleri arasında, bebekte çoğunlukla kalıtsal, anne karnında enfeksiyon hastalığı, travmatik doğum ve doğum sırasında bebeğin oksijensiz kalması iken, çocukta metabolik/enfeksiyonlu hastalık ve düşmeye bağlı travma sayılabilir. Genel popülasyonda görülen epilepsi nedeni çoğunlukla belirsizdir, ancak belirlenebilen nedenler arasında beyinde damarsal malformasyon, beyin damar anevrizması, kafa travması, menenjit hastalığı, ensefalit (beyin iltihabı), diyabet/üremi gibi metabolik hastalık, uzun süreli açlık ve uykusuzluk, hipoglisemi, alkolizm, uzun süre kullanılan bazı ilaçların ani kesilmesi ve beyin tümörü bulunmaktadır.

Epilepsi tanısı konulabilmesi için klinik muayene ve bulguların yanısıra bazı tetkik yöntemleri kullanılmaktadır. Tetkik yöntemlerinden başlıcası EEG’dir (elektroensefalografi). EEG’de saptanan elektrik deşarjları epilepsi tanısı konulmasını sağlamakla birlikte deşarjın görülmemesi epilepsi yoktur dedirtmez. Bu durumda klinik bulgular ve hastanın öyküsü öne çıkar. Tek bir epileptik nöbet geçirilmesi tanı için yeterli değildir, ancak nöbetin tekrarı tanıya götürebilir. Direkt kafa grafisi, BeyinBT (bilgisayarlı beyin tomografisi), beyin MR’ı (manyetik rezonans), difüzyon MR, MR anjiyo ve MR spektroskopisi gibi görüntüleme yöntemlerinin yanısıra biyokimyasal kan tetkiki de tanı da yardımcı olmaktadır.

Tedavinin ilk basamağını genellikle ilaçla tedavi oluşturur. Antiepileptik ilaçların düzenli ve her gün aksatılmadan kullanımı önemlidir. 3-5 yıl süre içinde hasta hiç epilepsi nöbeti geçirmezse ve EEG kontrolü normal ise, ilaçlar hekim kontrolünde yavaş yavaş kesilebilir. İlaç kesildikten sonra epileptik nöbetlerin tekrarlama olasılığı bulunduğu unutulmamalıdır. İlaç tedavisi sırasında ilacın ani kesilmesi, açlık, alkol, aşırı yorgunluk/uykusuzluk, aşırı efora bağlı hızlı soluma ve kesik kesik ışık kaynağı gibi uyaranlar bazı epilepsi tiplerini tetikleyebilir. Bu nedenle ilaç tedavisi altındaki hastaların bu konulara özen göstermesi önemlidir.

İlaçla tedaviye yanıt alınamayan bazı hastalarda epilepsi cerrahisi uygulanmaktadır. Epilepsi cerrahisinin yanısıra bir diğer tedavi yöntemi beyin cerrahisi tarafından endikasyon gösteren nadir hastalara beyin pili takılmasıdır.

Unutulmamalıdır ki epilepsi yaşam tarzının ayarlanması ve ilaçla tedavi ile çoğu kez kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Hasta ve hekim iletişiminin sürekliliği tedavi açısından öne çıkan konudur.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.


 





Hızlı Erişim

Çevrimiçi hizmetlerimizle bize her an ulaşabilirsiniz.