Sevgili Kalp Hastalarımız

Son yıllarda kalp rahatsızlıkları daha çok gündeme geliyor. Hızlı gelişen sağlık sistemine, sağlık hizmetleri birçok illere yayılmış bulunmaktadır. Bundan dolayı toplumsal sağlık ve sağlığa verilen değer de artmaktadır. Kalp sağlığı ve tedavileri kardiyoloji muayeneleri ile başlar ve bazen açık kalp ameliyatına kadar gidebilir. Bu hasta rehberini açık kalp ameliyatı ile ilgili birçok aklınıza gelen soruları cevaplandırmak amacı ile geliştirdim. Umarım bu rehber size ve yakınlarınıza açık kalp ameliyatı öncesi ve sonrası faydalı olacaktır.

Kalp ve Damar Cerrahisi
Doç. Dr. Selami DOĞAN

Kalbin Görevi Nedir?

Kalbimiz göğüs boşluğunda 2 akciğer arasında Diyafram kası üzerinde bulunmaktadır. Vücudumuzda bulunan kanı tekrar organlarımıza pompalamak, vücudumuzun ısısını düzenlemek, oksijeni ve besinleri vücudun organlarına taşınmasını sağlamaktır. Kalp vücudumuzun motorudur.

Kalp Hastalıkları Nelerdir?

Kalbimiz dört odacık dan oluşur. Üstteki iki odacığa kulakcık, alttaki iki odacığa karıncık adı verilir. Kulakcıklar ve karıncıklar arasında kapakcıklar bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerde en sık karşılaşılan kalp hastalığı tıkayıcı kalp damar hastalığıdır. (Koroner arter hastalığı). Bunun yanı sıra kapakçık ve kalp adelesini etkileyen hastalıklar ve kalp ritim bozuklukları tedavi edilmektedir.

Kalp Hastalıkları Belirtileri Nelerdir?

Kalp Damar Hastalıklarında görülen en önemli belirtiler göğüs ağrısı, nefes darlığı, halsizlik, çarpıntı, baş dönmesi ve bacakların şişmesidir. Bunlarla beraber başka belirtiler de görülebilir. Kalbin komşu organları akciğer ve mide olduğundan bu organ hastalıkları kalp rahatsızlığı ile karıştırılabilir. Şüpheli durumlarda mutlaka kalbe yönelik tetkikler yapılmalıdır. En doğru teşhis doktor tarafından yapılacak tetkik ve muayene ile konulacaktır.

Kalp Hastalıkları Tedavisi Nasıl Olur?

Kalp hastalıkları türüne ve kişiye göre değişir. Öncelikle şikayetlerimizi ifade edebileceğimiz uzman doktora başvurmamız gerekmektedir. Hastalığın teşhisi, doktor tarafından yapılacak tetkik ve muayeneler ile belirlenmelidir. Genel anlamda üç tür tedavi yöntemi kullanılır:

1. İlaç tedavisi.

2. Girişimsel tedaviler

(Balon yöntemi veya kalp damarına stent takılması).

3. Cerrahi tedaviler

(Kalp ameliyatları).

Hastalığa neden olan etkenler varsa giderilmeye çalışılır.

Kalp Hastalığı Riskini Arttıran Başlıca Faktörler Nelerdir?

Öncelikle ırsi faktörler kalp rahatsızlığına neden olur. Şeker hastalığı, kanda yüksek yağ ve kolesterol oranı, hipertansiyon ve obezite önemli risk faktörleri olarak kanıtlanmıştır. Bundan yanı sıra bir insanın yaşam tarzı da kalbi ve atar damarları etkileyebilir. Bütün kalp hastalıklarında düzensiz bir hayat, aşırı stres, sigara kullanımı, aşırı alkol kullanımı, şişmanlık, uykusuzluk, fazla miktarda yağlı besin tüketmek, yemeklerde fazla tuz kullanmak gibi durumlar kalp damar hastalığınızı daha ön plana çıkarmaktadır.

Kalp Hastalığı Kontrolü İçin Hangi Uzmana Başvurmalıyız?

Göğüs ağrısı, göğüs bölgesinde yanma, sırta ve kollara, özellikle sol kola ve omuza vuran ağrı, “mide ağrısı”, çeneye vuran ağrı, yol yürürken veya merdiven çıkarken nefes darlığı veya sıkışma, boğulma gibi şikayetlerimiz var ise vakit geçirmeden en yakın bir kalp uzmanına başvurunuz. Kalp uzmanları iki gruba ayrılır. İlk muayeneler genelde kardiyoloji uzmanı tarafından yapılır ve ciddi bir şüphe üzerine ileri tetkikler ve müdahaleler yapılır. Diğer kalp uzmanı kalp ve damar cerrahıdır. Açık kalp ameliyatları kalp damar cerrahları tarafından gerçekleştirilmektedir.

Kardiyoloji Nedir?

Kardiyoloji Biriminde Hangi Tedaviler Yapılır?

Kardiyoloji kalp ve dolaşım hastalıklarını inceleyen bilim dalıdır. Kardiyoloji birimi önceden iç hastalıkları biriminin alt dalı olarak çalışmakta iken, günümüzde anabilim dalı olarak çalışmaktadır ve en önemli ve yaygın sağlık sorunları yaşayan hastalarımıza ışık tutmaktadır. Kardiyolojide hipertansiyon, koroner arter hastalığı, kalp kapak hastalıkları, kalp ritmi bozuklukları, doğuştan kalp hastalıkları gibi rahatsızlıklara bakılmaktadır. Kardiyoloji biriminin hastaya tanı koymasında yardımcı olan bir takım ön tetkikler ve ileri tetkikler vardır. Bunlar arasında genel kardiyoloji muayenesi, Elektrokardiyografi (EKG, kalp grafisi), kan tahlilleri, Holter monitörü yer alır. Ciddi Koroner arter hastalığı şüphesi olan hastalarda Kalp stres testi (efor testi yada eforlu EKG) çekilmektedir. Stres testi pozitif bulgular verirse hastaya ileri tetkik olarak Anjiografi (Anjio) yapılması önerilir. Uygun hastalarda aynı anjio seansında balon işlemi ve/veya stent emplantasyonu ile kalbin damarı açılabilir. Stentler iki çeşitli tür olarak piyasada bulunmaktadır. Genelde metal stent kullanılır. Bazı hastalarda ilaç kaplı stent türleri daha uygun olabilir. Bunların yanı sıra kalp adelesini, kalbin kasılma fonksiyonunu ve kapakçıklarını değerlendirebilmek için EKO (ekokardiyografi) de gerekebilir. Kalp ritim bozukluklarında ön tetkik olarak EKG ve Holter (24 saat kayıtlı EKG) yapılmaktadır. Bazı hastalarda çarpıntı tedavisi için EPS (elektrofizyolojik study) ve ablasyon yöntemleri yapılmaktadır. Bazı kalp ritim bozukluklarında hastalara kalp pili takılması gerekebilir.

Kalp ve Damar Cerrahisi Nedir?

Kalp Damar Cerrahisi Biriminde Hangi Tedaviler Yapılır?

Kalp hastalığı kardiyoloji biriminde uygulanan yöntemlerle yeterince tedavi olamaz ise hasta kalp damar cerrahisine konsülte edilir ve açık ameliyata yönlendirilir. Koroner arter hastalığında yaygın hastalık tespit edilirse, iki veya ikiden fazla damar tıkalı veya daralmış olarak tespit edildiğinde, hastaya açık bypass ameliyatı önerilir. Kalp damar cerrahı hastaya gerekli işlemi anlatır, ameliyatın faydalarını ve risklerini açıklar ve uygun hazırlığa takiben ameliyatı gerçekleştirir. Kalp kapakçıklarında darlık veya yetmezlik şeklinde bozukluklar tepit edildiğinde bu kapakçıkların onarılması veya değiştirilmesi gerekebilir. Bu tür açık kalp kapak ameliyatlarını kalp damar cerrahı aynı şekilde, işlemin faydalarını ve risklerini hastaya anlatarak, uygun hazırlığa takiben ameliyat cerrah tarafından gerçekleştirilebilir. Aort damarında genişleme (Anevrizma) veya çatlama (Diseksiyon) oluştuğunda bu vücudun ana damarını değiştirmekde kalp damar cerrahının görevidir. Bacak damarlarında darlık veya tıkaç tespit edildiğinde yapay damar (greft) kullanarak bacağın beslenmesi sağlanır. Bacağın toplar damarlarında genişleme (Venöz yetmezlik, varis hastaları) saptandığında gereken bu tür ameliyatları da kalp damar cerrahları gerçekleştirebilir.

Koroner Arter Hastalığı Nedir?

Koroner Arterlerin Görevleri Nelerdir?

Koroner arterler kalbimizin etrafını saran, kalbimizin beslenmesini sağlayan atar damarlardır. Kalp kendisi kan pompalayarak bütün vücudumuzdaki organları besleme ile yükümlüdür. Kalbin rahat çalışıp da bu görevi en iyi şekilde yapabilmesi için koroner damarlar açık olması gerekiyor. Kalbin koroner damarları daralıp veya tıkandığında göğüs ağrısı, göğüs bölgesinde yanma ve/veya omuza ve kola vuran ağrılar oluşur ve hasta ciddi bir şekilde sıkışabilir. Bu sıkışma kalbe yeterince kan ve oksijen gitmediğinden kaynaklanır. Bununla birlikte koroner arter hastalığı dediğimiz hastalık ortaya çıkar. Normal bir kalbin damar yapısında ince kas hücreleri de bulunmaktadır. Bu esneklik damarın genişleme ve daralma olasılığı ile beraber kalbe giden kan miktarı değişir. Hasta efor yaptığında normal damarlar genişler ve kalp daha fazla kan pompalayabilir. Damar sertliği ve tıkayıcı damar hastalığı olduğunda hasta efor esnasında yukarıda belirlenen şikayetleri hissedebilir. Şeker hastalarında nöropati ( Sinir uçlarının zarar görmesi ) nedeniyle bu hassasiyet devre dışı kalabilir ve bu grupda gizli kalp krizleri daha fazla oranda meydana gelebilir.

 

Koroner Arter Hastalığı İçin Kimler Risk Altındadır?

Koroner arter hastalığı genelde erişkinlerde her yaş grubunda görülebilen bir hastalıktır. Üç kat daha çok erkeklerde görülen bir hastalıktır. Bayanlarda menopozdan sonra gelişen bir hastalıktır. Damar sertliğini tetikleyen faktörler iki gruba ayrılır. Değişken olmayan faktörler cinsiyet ve aile genetiğine (kalıtım) bağlı durumlardır. Annede babada ve birinci derece akrabalarda kalp damar hastalığına bağlı komplikasyonlar ve ölümler biliniyor ise bu ailenin çocukları ciddi risk altındadır. Ailede şeker hastalığı (Diyabet) var ise bu durumda irsi olduğundan kalp damar hastalığı normalden daha sık görülür. Değişken risk faktörleri olarak tansiyon hastalığı, şeker hastalığı, kan kollestrol seviyesinin yüksek olması, sigara kullanımı ve stresli bir yaşam tarzı bilinir. Yaşamlarını hareketsiz geçiren kişiler ve obez insanlar koroner arter hastalığına en büyük adaylardır.

Koroner Arter Hastalığı Teşhisi Nasıl Konulur?

Koroner hastalığı tanısı için yukarıda belirtmiş olduğumuz şikayetleriniz var ise bir kardiyoloji uzmanına başvurmanız gerekmektedir. Kardiyoloji muayenesi sonrası size belli tetkikleri isteyecekdir.

EKG : Kalbin atım düzenini belirler, kalbin uyarı sistemi ile ilgili bilgi verir. Yakın zamanda veya önceden kalp krizi geçirilmiş ise kalbiniz hakkında bilgi verir.

EFOR : Hasta koşu bandında veya bisiklette egzersiz yaparken kalbin uyarı ve ileti sistemine bakılır.

EKOKARDİYOGRAFİ : Kalbin boyutlarına, kasılma gücüne ve kalp kapakçıklarının yeteri kadar çalışıp çalışmadığına bakılır. KORONER ANJİOGRAFİ : Kalbimizdeki damarların iç yapısını görmek için yapılan işlemdir. Hasta narkoz almaksızın anjio masasında steril örtülerle hazırlanır, kasık dan veya koldan atardamarına iğne ile girilir. Yumuşak kateterler ile kalbe ulaşılır ve kalbi besleyen koroner damarlara opak madde (boya maddesi) verilir ve kısa röntgen filmleri çekilir. Bu işlemle yüzde yüz koroner arter hastalığı tanısı konulabilir.

Koroner Arter Hastalığının Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Kardiyoloji muayene ve yapılan tetkiklerin sonrası hasta ya en uygun tedavi yöntemi seçilir. Her hastaya aynı yöntem uygulanmaz. Hastanın şartları göz önünde bulundurularak ilaç tedavisi, gerekirse anjio yöntemi ile müdahale (balon veya stent tedavisi) uygulanır. Yaygın çok damar hastalığı veya stent içi darlıklar, tıkaçlar veya stente uygun olmayan durumlar tespit edildiğinde hastaya bypass operasyonu (Açık kalp ameliyatı) önerilir.

Koroner Arter Hastalığı Tanısı Konmuş Olup Bypass Önerilmiş ise Hangi Yolu Takip Etmeliyiz?

Öncelikle yapılan işlemlerin sonuçları ile beraber (Anjio CD si, Anjio raporu, EKO raporu) Kalp - Damar Cerrahisi Uzmanı ile görüşmeniz gerekiyor. Bu muayenede ameliyata uygun olup olmamanız tespit edilir. Neden ameliyat olmanız gerektiği izah edilir, ameliyatın avantajları ve riskleri açıklanır. Göğüs bölgesinde şikayetleriniz var ise, bu şikayetlerin ortadan kalkacağı söylenir. Her hastanın bireysel durumuna göre (yaş, cinsiyet, şeker hastalığı, başka yandaş hastalıkları) ameliyat riski açıklanır. Hasta ve yakınları ameliyatı onayladıklarında Kalp damar dosyası açılır, KVC servisine yatış yapılır ve ameliyat hazırlıklarına başlanır.

Koroner Bypass ( Açık Kalp Ameliyatı ) Nedir ve Amacı Nedir?

Koroner bypass ingilizce bir kavramdır. Kalp anadamar köprüsü demektir. Kalbin daralmış veya tıkanmış olan damarlarına yeni damar köprüsü ekleyerek kalp adelesinin kanlanmasını (beslenmesini) sağlayan işlemdir. Halk arasında kalbin damarlarını değiştirme işlemi olarak da bilinir. Aorto-koroner Bypass olarak da bilinir. Yeni damar köprüsü (greft) aort damarından kalp damarına doğru köprü olarak dikilir. Kalbimiz kan pompalayabilmek için kendisi kanla beslenmek zorundadır. Koroner arter adı verilen damar yoluyla kalp kasımıza kan, oksijen ve besinler gider. Damar sertliği olan damarlarda darlıklar ve tıkanmalar meydana gelebilir. En çok atardamarlarımız damar sertliğinden etkilenir. Damarlarımızın tıkanması sonucu kalp krizi, göğüs ağrısı gibi durumlar meydana gelir. Fakat göğüs ağrısı her insanda kalp krizinin habercisi olarak belli olmaz. Bazen de hastalar hiçbir ağrısı olmadan kalp krizi geçirebilir, farkında bile olamazlar. Özellikle şeker hastalarında böyle durumlar çok görülür. Bu sonuç EKG de çıkabilir. Kalp damar tedavilerinin amacı kalp krizi oluşmadan, kalbin kasılma fonksiyonu bozulmadan stent veya bypass işlemi ile kalbin fonksiyonunu korumak, göğüs ağrısını ortadan kaldırmak ve böylelikle yaşam kalitesini iyileştirmektir.

Stent ve Bypass İşlemlerinde Hangi Durumlarda Acilen Müdahale Gerekmektedir?

Bir kalp damarın yüzde yüz tıkanması kalp adelesi için kritik bir dönem başlatmaktadır. Kalbin bir bölgesine yeterince kan akımı sağlanmadığında bu bölge altı saat içerisinde geri dönüşümü olmayan bir hasar görmektedir. Bu nedenle kalp krizi şüphesi olan hastalar en kısa zamanda anjio işlemi yapılan bir merkeze başvurmalıdır. Altı saat içerisinde yapılan stent işlemleri kalp adelesinde kalıcı hasardan korur. Bazı hasta gruplarında (stente uygun olmayan hastalar) bu altı saat içerisinde acil bypass ameliyatı gerekebilir ve ancak böyle kalp adelesinin kalıcı zarar görmesi engellenebilir. Bu durumlarda hastanın en yakın merkezde ameliyat olması gerekebilir ve kendisine göre bir merkez seçmek için zaman kalmayabilir.

Neden Bypass Olmamız Gerekiyor?

Kalbin beslenmesi bypass yöntemi ile sağlanmadığı durumlarda kalıcı bir kalp yetmezliği, kalp büyümesi, ciddi kalp ritim problemleri hastaya zarar verir ve ani ölüme neden olabilir.

Operasyonun Hastaya Ne Faydası Olacak?

Göğüs ağrısı ve nefes darlığı gibi şikayetler ortadan kalkacaktır. Kalbin kasılma fonksiyonunu muhafaza ederek bütün organların beslenmesi sağlanır ve yaşam kalitesi daha iyi olur.

Bypass Operasyonunda Hangi Damarlar Kullanılır?

Bypass köprüsü olarak çeşitli damarlar kullanılmaktadır. En eski ve ilk bypass ameliyatlarında 50 yıl önce kullanılan damar türü bacakdan alınan toplardamar türüdür (safen grefti). Bunların yanı sıra atardamarlarda kullanılmaktadır. LIMA denilen göğüs veya meme damarı 80 senelerinden beri kullanılmaktadır ve özellikle kalbin ön duvarını besleyen, LAD olarak tanımlanan damar üzerine kullanılır. Meme atardamarı göğüs duvarının iç kısmında, akciğerlere bakan yüzünde, göğüs kemiğinin iki yanında yukarıdan aşağıya doğru seyreder. Uzun süreli açıklık oranı nedeniyle koroner arter cerrahisinde en sık kullanılan grefttir. Bazı hastalarda koldan da atardamar olarak RADİAL arteri bypass grefti çıkartılır ve kalbe bypass köprüsü yapılabilir. Ön kolumuzda biribirine paralel 2 atar damar eli besler. Bunlardan biri radial, diğeri ise ulnar arter olarak isimlendirilir. Radial arter olmasa bile ulnar arter elin kanlanmasını sağlar. Ameliyat öncesi yapılan basit bir testle (Allen-test) radial arterin kullanıma uygun olup olmadığı incelenir. En çok kullanılan bypass damarı bacakdan alınan safen greftidir.

Bypass Ameliyatı Teknikleri Nelerdir?

Çalışan Kalpte Bypass Nedir, Hastaya Ne Gibi Yarar Sağlar?

Bypass ameliyatını gerçekleştirmek için iki çeşit yöntemler kullanılır: Bypass ameliyatları 60 senelerinde, ilk defa yapıldığında, duran kalp üzerine yapılmıştır. Kalbi durdurmak hastayı kalp akciğer pompasına bağlamayı gerektirir ve böylelikle vücut dışı dolaşım tekniği ile yapılmaktadır. Kalp akciğer makinası vücudun bütün organlarını beslerken kalp cerrahı bypass veya kapak ameliyatını gerçekleştirir. Bu yöntem yaklaşık 60 yıldır kullanılan ve dünyada çok sayıda yapılan bir ameliyat haline gelmiştir. Yalnız, kalbi durdurmak ve kalp akciğer pompasını kullanmak hastayı belli risklere tabi tutar. Örneğin, beden dışı kan dolaşımını ciddi bir kan sulandırıcı ilaç tedavisi gerektirir. Ameliyatta kan kaybı hastaların ortalama % 25 oranında kan tranfüzyonunu gerektirebilir. Kalp akciğer pompa kullanımında ciddi organ yetmezlikleri ve felç durumları % 4 oranında ortaya çıkabilir.

İkinci bypass yönteminde kalp akciğer pompası kullanılmaz, cerrah çalışan kalpte ve çalışan akciğerde, sırf bypass gerektiren koroner damar segmentlerini sabitleştirir ve bypass greftlerini atan kalpte diker. Bu ameliyat tekniği açık kalp cerrahisindeki ortalama görülen operasyon ve ölüm riskini düşürmektedir ve risk oranını % 1 seviyesine indirir. Özellikle kanama riskini, tranfüzyon oranını, organ yetmezliği olasılığını ve felç riskini anlamlı şekilde düşürür ve böylece yaşlı ve riskli hastalara da bypass ameliyatı olabilmelerini sağlar. Amerika da bütün bypass ameliyatlarının ortalama % 35i çalışan kalpte yapılmaktadır. Batı Avrupa’da ve Türkiye’de yalnız % 15 oranında çalışan kalpte bypass yapılmaktadır. Çalışan kalp de yapılan bypass hastanın kalp ve organ fonksiyonlarının iyi korunduğu düşüncesiyle yapılmaktadır. Ameliyat süresinin azalması, yoğun bakım sürecinin kısalması, hastanede yatış sürecinin kısalması, nörolojik yönden hastanın felç ve sinir sisteminin zarar görmemesi, Kan tranfüzyon ihtiyacının anlamlı bir şekilde düşmesi gibi hastaya birçok faydası bulunmaktadır. Özellikle yaşlı ve riskli hasta gruplarında ölüm riskini anlamlı bir şekilde azalttığı izlenmiştir. Ameliyatta hangi cerrahi teknik kullanılacağı cerrah tarafından belirlenir.

 

Kalp Kapakların Görevi Nedir, Kapak Hastalıkların Nedenleri Nelerdir?

Kalbimizde dört adet kapak vardır. Bu kapaklar Mitral kapak, Aort kapak, Pulmaner kapak ve Triküspit kapak olarak Latince isimlendirilmiştir. Kalp kapaklarının görevi, kalbimizde ve damarlarımızda dolaşan kanın doğru yönde gitmesini sağlayan kapılardır. Bu kapakcıklarda herhangi bir daralma veya genişleme olabiliyor. Bu tür kapak hastalıkları doğumsal olabilir, daha çok erişkin ve yaşlı insan grubunda romatizmal veya dejeneratif (yaşlılığa veya kireçlenmeye bağlı) olarak meydana gelebilir. Bazı insanlarda kapakcıklar enfeksiyon nedeniyle bozulabilir.

Kalp Kapak Hastalıkları Şikayetleri Nelerdir, Tanısı Nasıl Konulur?

Genelde kapak hastalarının nefes darlığı, solunum sıkıntısı, yorgunluk, halsizlik, bacaklarda şişlik ve düşük efor kapasitesi gibi şikayetleri olur. Yaşlı insanlar genelde hareketsiz kaldıkları için kapak hastalıkları senelerce gizli kalabilir ve son aşamada teşhis edilir. Sınıflandırmada hafif, orta ve ciddi kapak darlığı ve yetmezliği olarak ayrılır ve tedaviler buna göre düzenlenir. Genel bir kardiyoloji muayenesi takiben kalbin sesleri dinlenir ve Ekokardiyografi (EKO) yöntemi ile kalp kapaklarının çalışma fonksiyonları ölçülür. Ciddi kapak fonksiyon bozukluklarında cerrahi kapak tamiri veya yapay kapak protezi ile değiştirilmesi (Açık kalp ameliyatı) önerilir.

Kalbimizde Hangi Kapaklara Müdahale Edilir?

Kalp cerrahisinde en çok sayıda yapılan ameliyatlar Mitral kapak ve Aort kapak replasmanlarıdır. Nadiren Triküspit kapak onarımı da gerekebilir. Pulmaner kapağa erişkin hasta grubunda müdahale edilmez.

Açık Kalp Ameliyatı Öncesinde Hazırlık Olarak Hastanede ve Servisde Yapılacak İşlemler Nelerdir?

Açık kalp ameliyatı olmaya karar veren hasta önce ameliyat olacağı hastaneyi ve hekimi seçer. Kendisine hekim tarafından yapılacak ameliyat konusunda bilgi verilir. Ameliyatın hastaya faydaları ve riskleri anlatılır. Hastaya servise yatış günü verilir

Kalp damar cerrahisi servisi tarafından yatışı yapılarak kalacağı odaya alınır ve kalp damar cerrahisi dosyası açılır. Servis hemşiresi odanın özelliklerini anlatır, hastanın genel bilgilerini alır, kullandığı ilaçları kaydeder, gerekirse değerli eşyalarını muhafaza eder ve ameliyatı yapan ekiple tanıştırır. Servis hemşiresi hastaya koldan normal bir damar yolu açar. Hastanın herhangi bir alerjisi ve/veya alkol kullanımı söz konusu ise doktorlarla paylaşılır ve gereken ilaç tedavisi buna göre düzenlenir.

 

Cerrahi Hazırlıkta Standart Olarak Şu Tetkikler Gerekmektedir:

1. Kan tahlilleri

2. EKG

3. Ekokardiyografi

4. Solunum fonksiyon testi

5. Anjio CD si ve raporu

6. Akciğer filmi

7. 70 yaş üzerinde hastalara Karotis dopler tetkiği

8. Yazılı bilgi ve imzalı onay formu

9. Anestezi premedikasyonu

Bu tetkiklerin bir kısmı hastaya daha önce Kardiyoloji uzmanı ve Kalp damar cerrahi uzmanı tarafından açıklanmış ve ameliyat gerekçesi izah edilmiştir. Ameliyatı yapacak doktor hastayı muayene eder, hastanın öyküsünü alır, mevcut olan yandaş hastalıkları ve diğer tedaviler konusunda bilgi alır. Ameliyatın nasıl yapılacağını, faydalarını ve risklerini anlatır. Genelde standart bypass ameliyatı ortalama 2,5 saat sürer, kapak ameliyatları da ortalama 3 saat sürer. Daha önce açık kalp ameliyatı geçirmiş olan hastalar tekrar ameliyat (redo operasyonları) olmaları gerektiğinde bu tür işlemler daha zor olabilir ve ameliyat süresi uzayabilir. Bazı hastaların dış merkezde yaptırdığı tetkikler değerlendirilir ve güncel ise yeterli olabilir. Acil vakalarda, vakit kaybetmemek açısından, yukarıda belirlediğimiz tetkiklerin bir kısmını atlamak zorunda kalabiliriz. Hastanın psikolojik durumu ameliyata elverişli değil ise doktor ve sosyal danışmanlar hasta ile tekrar görüşmesi gerekebilir. Hasta ameliyattan çok korkuyor ise narkoz doktoru ameliyattan önce rahatlatıcı bir ilaç (cesaret iğnesi veya hapı) verebilir. Planlı bir kalp ameliyatı öncesi hastada enfeksiyon bulunup bulunmadığı araştırılır. Özellikle kapak ameliyatı öncesi hastanın diş ve kulak burun boğaz bölgesinde enfeksiyon kaynağı olmadığından emin olmak gerekir. Hasta diş doktoruna ve KBB birimine yönlendirilir. Ameliyattaki kanama riskini düşürmek amacı ile kan sulandırıcı ilaçlar (Coumadin, Coraspirin, Ecopirin, Plavix ve benzeri ilaçlar) ameliyattan dört gün önce kesilir. Bu konuda endişeniz var ise cerrahınıza sormanız gerekir. Ameliyattan önceki gün hastanın ameliyat olacak bölgeleri (göğüs, bacak, kasık) traş edilir ve hasta banyo yapar. Bu yöntemlerle cerrahi alan enfeksiyonu olasılığı kontrol altına alınır. Kalp ameliyatları genelde genel anestezi altında, hastayı uyutarak yapılır. Bundan ötürü ameliyattan 8 saat önce hasta aç bırakılır. Protez dişler ve takılar çıkarttırılır ve hasta yakınlarına teslim edilir. Hastalar ameliyata geldiğinde önden düğmeli pijama takımı, şahsi bakım malzemeleri, terlik, ıslak mendil, iç çamaşırı, bayanlar sütyen, getirmelidir.

Ameliyat Hazırlığı ve Kalbe Ulaşım

Hasta ameliyathaneye gönderildiğinde kendisini uyutacak uzman anestezi doktoru ve teknisyeni tarafından karşılanır. Hasta ameliyathaneye alınır, ameliyat masasına yatırılır. Genelde sol radial artere (kol atar damarı) ayrı bir damar yolu takılır ve buradan tansiyon ölçümü ve kan gazı takibi yapılır. Hasta anestezi doktoru tarafından mevcut venöz damar yolunu kullanarak uyutulur Bu dönemde hastanın yüzüne oksijen maskesi tutulur. Uyutmaya takiben hasta solunum cihazına bağlanır. Aynı anda hastanın mesanesine sonda takılır ve böbrek fonksiyonu gelen idrar miktarına göre iki-üç gün boyunca takip edilir. Son anestezi indüksiyon yöntemi olarak hastanın boğazına santral damar yolu takılır. Hastanın göğsü ve gerekirse bacakları ve/veya kolu ameliyat hemşiresi tarafından dezenfekte edilir (temizlenir) ve uygun şekilde steril örtülerle kapatılır. Genelde hastanın göğsü ön taraftan, ortadan iman tahtası bölgesinden açılır.

Bypass ameliyatı için iki ekip aynı anda çalışır. Bir ekip göğüsteki meme damarını çıkartırken ikinci ekip bypass için diğer damar greftlerini bacaktan veya koldan çıkartır. Daha sonra kalp üzerine gereken işlem yapılır, kanama kontrolü tamamlanır ve hastanın göğsü tekrar kapatılır. İman tahtası çelik tellerle tamir edilir. Cilt altında ve ciltte normal cerrahi dikişler kullanılır.

Ameliyat Sonrası Kalp Cerrahisi Yoğun Bakım Süreci

Hasta ameliyat bittikten sonra, uyur vaziyette yoğun bakım ünitesine alınır. Burada narkoz doktorunun vermiş olduğu ilaçların etkisi azalır ve hasta yavaş yavaş kendine gelir. Bu dönemde hasta monitöre ve solunum cihazına bağlı olarak takip edilir. Hastanın nabzı, tansiyonu, idrar çıkışları, kan gazları ve kanama durumu normal seyrettiğinde en önemli konu kendi nefes alış verişi yeterli olduğunda hasta solunum cihazından ayrılır. Bu iki-üç saatlik dönemde hasta, şuuru açık olmasına rağmen konuşamaz, susadığını ifade eder, bazı hastalar idrar yollarında yanma hisseder. Hastanın başındaki hemşire bu durumları hastaya anlatır ve durumu uygun olduğu taktirde nöbetçi yoğun bakım doktoru ile beraber solunum cihazından ayırır. Hasta rahatlar ve konuşmaya başlayabilir. Genelde hastalar bir veya iki gün içerisinde yoğun bakımdan servise, kendi odasına çıkabilir. Yoğun bakım ünitesinde hasta yakınları refakat edemez. Ancak doktorundan izin alarak kısa bir şekilde hastasını ziyaret edebilir.

Hastanın Ameliyat Sonrası Servis Süreci

Ameliyatı başarı ile tamamlanmış, yoğun bakım sürecinden geçmiş, servise gelen hasta sorumlu servis hemşiresine devredilir. Hastaya bir takım bilgiler ve talimatlar verilir. İlk önce hasta kendi başına yataktan kalkmamalı. Sırt ağrısı, göğüs ağrısı gibi şikayetleri için çağrı zilini veya refakatçısını devreye sokarak hemşireye başvurur. İlk defa yataktan kalkmak mutlaka hemşire eşliğinde olmalı. Genelde, her açık kalp ameliyatı geçiren hastanın göğsünün alt bölgesinde iki veya üç tane diren bulunmaktadır. Cerrahlar kanama ve sıvı dengesini takip etmek için bu drenleri iki gün boyunca hastada bırakır. Servis döneminde hastalar akciğerlerini çalıştırmak için Triflow denilen solunum cihazını kullanır ( Şekil:1 ). Bu cihaz akciğerin açılmasını, nefes yollarında birikebilen balgamları atmasında ve akciğer boşluğu etrafında birikebilen sıvıların direnlerden çıkmasını kolaylaştırır. Ürünün içinde 3 adet top bulunmaktadır. Hasta derin nefes alarak, bu topları sırasıyla havaya kaldırır ve bu tür solunum egzersizlerini saat başı beş-on kez tekrarlar. İkinci günde röntgen kontrolü takiben bu drenler alınır. Hastanın durumu müsaade ederse idrar sondası da alınır. Hastalar genelde ameliyattan bir gün sonra hafif yemekler yemeye başlar. Direnler alındıktan sonra hastalar refakatcısı eşliğinde kendileri yataktan kalkabilirler. Kalkarken hastalar göğüs bölgesini zorlamamalılar. Özellikle kollarını arkaya dayanarak kalkıp yatmamalılar. Yataktan kalkmayı kolaylaştırmak için yatak ucuna halat merdiven bağlanabilir ( Şekil:2 ). Bu sistem iman tahtasının iyileşmesini, kemik kemiğe kaynama olayını desteklemektedir. Özellikle yaşlı hastalar bu basit sistemden fayda görmektedir. Göğüs kafesinin ve yaraların iyileşmesini desteklemek için genelde göğüs korsesi cerrah tarafından önerilir ( Şekil:3 ). Bu göğüs korsesi hastanın ameliyatlı bölgesini korumak, hareketlerini kısıtlamak amacıyla takılır, özellikle öksürürken ve hareket ederken destekler ve yara ağrısını azaltır. Bu tür önlemler yara iyileşmesi için en iyi şartları yerine getirir. Özellikle obez, yaşlı, diyabetik, KOAH tanısı olan veya sigara kullanmış olan hastalarda mutlaka yara bölgesini göğüs korsesi ile ve halat merdivenle desteklemekte fayda vardır. Doktor kontrolleri sonrasında hastalar bu korseyi ameliyattan 4-6 hafta sonra çıkartabilirler

Ameliyatı başarı ile tamamlanmış, yoğun bakım sürecinden geçmiş, servise gelen hasta sorumlu servis hemşiresine devredilir. Hastaya bir takım bilgiler ve talimatlar verilir. İlk önce hasta kendi başına yataktan kalkmamalı. Sırt ağrısı, göğüs ağrısı gibi şikayetleri için çağrı zilini veya refakatçısını devreye sokarak hemşireye başvurur. İlk defa yataktan kalkmak mutlaka hemşire eşliğinde olmalı. Genelde, her açık kalp ameliyatı geçiren hastanın göğsünün alt bölgesinde iki veya üç tane diren bulunmaktadır. Cerrahlar kanama ve sıvı dengesini takip etmek için bu drenleri iki gün boyunca hastada bırakır. Servis döneminde hastalar akciğerlerini çalıştırmak için Triflow denilen solunum cihazını kullanır ( Şekil:1 ). Bu cihaz akciğerin açılmasını, nefes yollarında birikebilen balgamları atmasında ve akciğer boşluğu etrafında birikebilen sıvıların direnlerden çıkmasını kolaylaştırır. Ürünün içinde 3 adet top bulunmaktadır. Hasta derin nefes alarak, bu topları sırasıyla havaya kaldırır ve bu tür solunum egzersizlerini saat başı beş-on kez tekrarlar. İkinci günde röntgen kontrolü takiben bu drenler alınır. Hastanın durumu müsaade ederse idrar sondası da alınır. Hastalar genelde ameliyattan bir gün sonra hafif yemekler yemeye başlar. Direnler alındıktan sonra hastalar refakatcısı eşliğinde kendileri yataktan kalkabilirler. Kalkarken hastalar göğüs bölgesini zorlamamalılar. Özellikle kollarını arkaya dayanarak kalkıp yatmamalılar. Yataktan kalkmayı kolaylaştırmak için yatak ucuna halat merdiven bağlanabilir ( Şekil:2 ). Bu sistem iman tahtasının iyileşmesini, kemik kemiğe kaynama olayını desteklemektedir. Özellikle yaşlı hastalar bu basit sistemden fayda görmektedir. Göğüs kafesinin ve yaraların iyileşmesini desteklemek için genelde göğüs korsesi cerrah tarafından önerilir ( Şekil:3 ). Bu göğüs korsesi hastanın ameliyatlı bölgesini korumak, hareketlerini kısıtlamak amacıyla takılır, özellikle öksürürken ve hareket ederken destekler ve yara ağrısını azaltır. Bu tür önlemler yara iyileşmesi için en iyi şartları yerine getirir. Özellikle obez, yaşlı, diyabetik, KOAH tanısı olan veya sigara kullanmış olan hastalarda mutlaka yara bölgesini göğüs korsesi ile ve halat merdivenle desteklemekte fayda vardır. Doktor kontrolleri sonrasında hastalar bu korseyi ameliyattan 4-6 hafta sonra çıkartabilirler.

KALP CERRAHİSİ SONRASI REHABİLİTASYON NEDİR ?

    Kalp rehabilitasyon kavramı kalp hastalığı olan veya kalp  ameliyatı geçirmiş olan bireylerin fiziksel, psikolojik, sosyal sağlığı ve günlük yaşama dönüş sürecini sağlayan kapsamlı bir takip programı içermektedir. Erken, hastane içi Reha yöntemleri ile başlar ve sonra evde geçen ilk 6 haftayı içerir (40 gün).

 

HASTANE İÇİ DÖNEM

 Ameliyat öncesi dönem (pre-operatif rehabilitasyon)

  Kalp Ameliyatı olacak hastalarımız KVC servisine yatırılır, ameliyat hazırlıkları yapılır ve bu dönemde fizyoterapi ve rehabilitasyon uzmanları hastamıza ve refakatcısına eğitim verirler. Operasyon sonrası sürecinin nasıl yönetileceğine dair hastanın bireysel durumuna uygun şekilde bilgilendirme yapılır ve  stres yönetimi ile ilgili hastamızı ve yakınlarını rahatlatır. Mümkünse, Triflow eğitimine başlanır.

 

 KALP CERRAHİSİ SONRASI REHABİLİTASYONUN

Erken Kalp Rehabilitasyonu kişinin geçirmiş olduğu açık kalp ameliyattan sonra uyanıp solunum cihazından ayrıldıktan sonra Yoğun bakım ünitesinde başlar.

Göğüs drenleri çekilmeden önce nefes  eksersizleri yapılır. Öksürmek ve soluk borusundan balgam çıkartmak gibi basit, önemli eylemleri yoğun bakım hemşiresi veya fizyoterapist sağlar. Bu aşamada “Triflow” kullanımı önemlidir. Triflow basit bir eksersiz cihazı olarak hastanın derin nefes alıp vermesini kolaylaşdırır. Olası balgamın sökülmesini öksürük tetikleyerek sağlanır. Akciğerler şişdikce göğüs boşluğunda ve cerrahi sağada olası sıvı drenlerden boşalır ve solunum fonksiyonu rahatlar. Göğüs bölgesinde cerrahi kesi alanında ve tüm göğüs kafesinde ağrı veya hassasiyet nedeni ile  ilk 2 günde hastalar derin nefes almaktan kaçınırlar. Bu dönemde solunum eksersizleri çok önemli. Triflow kullanımı ile Akciğer kapasitesi gelişir, yardımcı solunum kasları güçlenir ve bu şekilde solunum iş yükü azalır. Hastanın bir an önce yatay pozisyondan dikey pozisyona gelmesi solunum fonksiyonu açısından son derece önemlidir.Postural drenaj, Vibrasyon ve perkusyon, Aspirasyon  Hemodimami kontrolünde yapılacak, hasta tolere ettiği kadar.

Ayağa kalkmak, yatak kenarına oturmak gibi ilk hareketlenme aşamalarını Hemşire veya fizyoterapi uzmanı eşliğinde gerçekleşir. Bu ilk günlerde dikkat edilmesi gereken konulardan biri yara yerlerini ve göğüs kemiğini (iman tahtası) korumaktır. Bu nedenle kollara yük binmesi sakıncalıdır. Yatak içi hareketler ve yatak kenarına kalkış destekleyici bir el merdiveni kullanımı önemlidir. Buradan destek alarak kalkan hastalarımızın göğüs kemiği hiç zorlanmaz. Bu dönemde el merdiveni ile yataktan oturma pozisyonuna geçme eğitimi çalışılır ve hastamız kaldırılarak yatak kenarına oturabilir. Göğüs korsesi takılır, oda içinde ayağa kalkıp yürüyerek drenlerin  ameliyat sağasında bulunan sıvı boşalması kolaylaşır. Drenlerin hemşire tarafından çıkarılır.  Anti-emboli çorabı giydirilir ve hasta yoğun bakımdan servise geçer.

 Göğüs korsesinin en önemli fonksiyonları:  göğüs kafesini desteklemesi, ciltteki yara yerlerini koruması, öksürürken Göğüs kemiğini sabit tutması, kol hareketlerini kısıtlayarak göğüs kemiği bölgesindeki zararlı hareketlerin azalması. Aslında Göğüs kemiğini korumak için kolların 90 dereceden fazla hareket etmemesi önem taşımaktadır.

 Gelişmiş kalp cerrahisinde erken ayağa kalkmak çok önemlidir. Hareketlenme aşamalarını şu şekilde sınıflandırabiliriz:

 

Mobilizasyon seviyesi 1:        Yatak kenarına oturmak (postop 1.gün)

Mobilizasyon seviyesi 2:        Oda içi yürümek (postop 1.gün)

Mobilizasyon seviyesi 3:        Hastanede koridorda yürümek (postop 1.gün)

Mobilizasyon seviyesi 4:        Hastene içinde merdiven inip -çıkmak (2./3.gün)

Mobilizasyon seviyesi 5:        Taburculuk öncesi hastane dışında, parkda yürümek (3./4. gün)

Mobilizasyon seviyesi 6:        Evde ve dIşarıda taburcu olduktan sonra yürümek (4. ve 40. gün arası)

Normal servis sürecinde hastanın iyileşmesi için medikal tedavilerden yanı sıra motivasyon ve psikolojik destek son derece önemlidir. Tecrübeli uzman sağlık ekibi, Ameliyat eden Kalp cerrahı başta olmak üzere, tedavileri belirler, sabah vizitinde hastaya ve refakatcısına anlatır. Hemşireler, fizyoterapist ve refakatçı uygulamaya geçirir. Hastanın stresini ve kaygı  düzeyi azalır, ideal şartlarda en kısa zamanda duygusal durumu normale döner.

(post - op servis, 1. - 4. gün arası)

Trifow eğitimini bu süreçte gündüzleri saat başı 10 tekrar ile yapması istenir ve refakatçısına  anlatılır. Sekresyon (balgam) varlığı için öksürme eğitimine  devam edilir. Fizyoterapistimiz bu dönemde korsenin ve kalp yastığın önemini aile bireylerine ve hastamıza anlatır. Yastığı hasta istirahat anında korsenin olmadığı durumlarda kullanılmalı ve hasta göğüs kafesine almalı. Yastıkla birlıkte öksürmek İman tahtasını (sternum) destekler. Hasta korseyi daha çok oturma ve yürüme anında kullanmalı ve korsenin destekli iki baleni ile destekleyip öksürmelidir.

Bu dönemde hastalarımız daha çok sırt ağrısı, kabızlıktan şikayet ederler, yalnız ameliyat sonrası bu süreç normaldir.  Hastamızın işbirliği durumuna göre kaldırıp koridorda yürüyüş yaptırılır, hareket ettikçe şikayetleri azalacaktır.  Genelde,Bypass ameliyatında yedek damar bacaktan alındığı için anti-emboli çorabı kullanımı önemlidir. Çorapların hafif derecede kompresyon yapması venöz kan dolaşımını daha rahatlatır ve böylelikle emboli riski azalmış olur.

(Post - op servis ikinci günü )

   İnsanların hasta psikolojisinden çıkması ve günlük yaşama kolay adapte olması için bu aşamada merdiven inip çıkma eğitimine başlanır. Merdiven inip çıkma bir egzersiz testi kabul edilebilir. Hastamız refakatcı veya fizyoterapist eşliğinde bir kat merdiven iner çıkar. Solunum egzersizlerine devam edilmektedir. Bu süreçte hijyen aktivitelerini bağımsız gerçekleştirmesi, aktif olması yönünde desteklenmektedir. Kol hareket kısıtlamasıyla kıyafetlerinin nasıl giyileceği eğitilmektedir. Hastamız kendisi yemek yiyebilir. Genelde iştahsızlık şikayeti olduğundan yemeklerde bir kısıtlma uygulanmaz. Diyabet durumu varsa az karbonhidratlı gıdalar ön plana çıkar. Hasta istediği gıda türünü alabilir. Gerekirse, hastanın sevdiği yemek türünü ailesi kendisi evden getirip sağlayabilir.

(post - op servis üçüncü gün )

Hastalarımızın hasta psikolojisinden çıkması ve günlük yaşama kolay adapte olması için hastamızın hastane sürecini atlatıp evde rehabilitasyona hazırlanması amacıyla fizyoterapistimiz ve rehabilitasyon ekibi olarak hastanemizin bahçesinde temiz hava ile yürüyüş yapılmaktadır böylece hastalarımızın kendine özgüveni artmaktadır.  Hastalarımızın damar alınan bacakta ve diğer bölgelerde olası ödemleri daha rahat atmaları için ayak pompalama egzersizleri eline top sıkma gevşetme egzersizi verilmektedir .

(post - op servis  taburculuk günü)

 Bu dönemde rehabilitasyon ekibi olarak evde kol hareket kısıtlaması devam edilmesi önerilmektedir. Bacak hareket kısıtlaması verilmez. Hasta düzenli bir şekilde sabah ve akşam yürüyüş yapması önerilir. Yürüyüş mesafesi veya zamanı hastadan hastaya değişmektedir. Genelde, ileri yaş hariç, yarım saat yürüyüş öneriyoruz. Solunum egzersizine devam edilmesi söylenir. Ev rehabilitasyon için bilgi aktarımı yapılmaktadır. Hemşire hanım duş ve temizlik eğitimi ve yara bakım eğitimi verir. Hasta eve çıktığında, göğüs yara yerini koruyacak şekilde (su geçirmeyen yara bandı kullanarak) duş alabilir. Kendisi yalnız duş almamalı, refakat cısı eşliğinde duş alabilir.

Evede iyileşme süreci (Ev Rehabilitasyonu)

Evde takip açısından hastanın medikal ve psikolojik durumu ön plana çıkıyor. Uyku düzeninin bozulduğu sık sık şikayet nedeni olabiliyor. Gündüz uykusu tamamen yok edildiğinde gece uyku düzeni rahatlamaktadır. Uyku ilaçları bağımlılık yarattığından önerilmemektedir. Halsizlik ve iştahsızlık şikayetleri 2 hafta içerisinde kendiliğinden geçiyor. İştahsızlık olsa da  sindirim sistemini çalıştırmak için düzenli yemek yemek önemli.  Kabızlık hareketsizliğe, az su tüketimine ve yanlış beslenmeye bağlı çok gördüğümüz bir şikayet nedeni oluyor. Bu konulara dikkat edilmesi ve nadiren, Duphalac veya Lavman gibi yöntemlere gerek duyulabilir. Bu konuları ve özellikle hastanın duygusal durumunu ailesi desteklemelidir.

Yara iyileşmesi açısından önemli noktalar şunlardır: Her gün temiz bir atlet veya T-şört giyilmesi genelde yeterlidir. Pansuman zorunlu değildir. Yara yerlerinde, özellikle göğüs yarasında şişlik, kızarıklık, akıntı, ciddi ağrı gibi değişiklikler varsa, cerrahınıza göstermeniz gerekmektedir. Gelişmiş Kalp Merkezlerinde düzenli aralıklarla ev ziyaretleri yapılır. Fizyoterapist ve/veya Hemşire hastayı haftada bir defa evde değerlendirir, endişe yaratan soruları ele alır, hastayı rahatlatır. Hastanın akciğer ve nefes kapasitesi Triflow cihazı ve Oksimetri ile değerlendirilir. Günlük oturup, kalkıp ev ortamında hareket ederken dikkat edilecek konular hastaya izah edilir. Tansiyon, Ateş, Şeker ölçümleri, yara değerlendirilmesi ve benzeri basit şeyler ev şartlarında yapılabilir. Ciddi sorun varsa ameliyat eden cerraha veya ekibine bilgi verilir. Düzenli ev ziyaretleri uzman ekip tarafından sağlandığında ameliyat sonrası komplikasyon oranı minimum seviyeye düşürülebilir.

Kapak Ameliyatı Olan Hastalarda COUMADİN-WARFMADIN Kullanımı Neden Önemlidir?

Yapay kapaklar, özellikle mekanik (metal) kapak protezleri kalbin içerisinde yabancı cisim olarak kanın pıhtılaşmasına, protez kapak fonksiyonunun bozulmasına ve emboli oluşmasına neden olabilir. Bunu engellemek için kapağı metal protezle değişen hastalar ciddi bir kan sulandırıcı ilacı (Coumadin) ömür boyu kullanılmaları gerekmektedir. Biyolojik kapak protezlerin de yapay kapak yüzeyi insan kapak dokusuna benzediğinden kan sulandırma ilacı gerekmemektedir. Bu antikoagulasyon dediğimiz kan sulandırma işlemi kapak hastası için hayati önem taşımaktadır.

Kan sulandırma seviyesi laboratuvar kan tahlili ile ölçülüp Coumadin dozu ölçülen INR değerine göre ayarlanır. Coumadin kullanmayan, hastalarda INR değeri 0,7-1,2 arası normaldir. İlacın dozu kişiden kişiye ve yemek alışkanlıklarına göre farklılık gösterir. Yeterli kan sulandırma seviyesini ayarlamak için bazı hastalarda yarım tablet Coumadin (2.5 mg) yeterli olabiliyor. Başka hastalarda bir tablet (5mg) veya bir buçuk tablet (7.5 mg) gerekebilir. Bu nedenle metalik kapak hastaları belli aralıklarda INR kan tahlili ile beraber doktoruna başvurup Coumadin dozunu ayarlaması gerekmektedir.

Coumadin Nasıl Kanı Sulandırır? INR Nasıl Ayarlanır?

Coumadin (Warfarin) adı verilen ilaç K vitamininin pıhtılaşma sistemi üzerine etkisini azaltmaktadır. Özellikle yeşil yapraklı sebze türleri bol K vitamini içermektedir. Diğer sebze türleri normal miktarlarda K vitaminini içerirken meyve, tahıl ve süt ürünleri ve etteki K vitamini miktarları düşüktür. Çok K vitamini içeren besinleri tüketen insanlarda yeterli kan sulandırma seviyesine ulaşmak için kullanılan Coumadin dozu daha yüksektir. Az K vitamini içeren besinleri tüketen insanlarda yeterli Coumadin dozu daha düşük seyreder. Ayrıca coumadin tedavisi alan hastaların alkolden uzak durmaları ve kafein içeren gıdaları (çay, kahve, kola ve çikolata) azaltmaları önerilmektedir.

Coumadin kullanan hastaların belli bir diyet uygulaması gerekmemektedir, yalnız dengesiz bir vitamin K tüketimi de olmamalıdır. Bireysel besleme şartlarında gereken Coumadin dozunu ayarlamanın en uygun yöntemi INR kan tahlili ile yapılır. Vitamin K yönelik diyet talimatları verilmemektedir.

Operasyon İstenen INR Değeri

Mekanik Aort Kapak Replasmanı 2-3 arası

Mekanik Mitral Kapak Replasmanı 2,5-3,5 Arası

Yüksek Dozda K Vitamini İçeren Gıdalar :

Lahana, ıspanak, pazı, maydanoz, semizotu, kıvırcık, marul, leblebi, karaciğer, yeşil çay, brokoli, Brüksel lahanası, şalgam, balık yağı.

Orta Dozda K Vitamini İçeren Gıdalar:

Kuşkonmaz, karnabahar, peynir, bezelye, kahve, avokado

Düşük Dozda K Vitamini İçeren Gıdalar:

Kırmızı et, tavuk, yumurta, süt, ekmek, tereyağı, havuç, kereviz, mısır, yeşil fasulye, soğan, pirinç, domates, patates, biber, yerfıstığı, bal kabağı, elma, portakal, çilek.

Genel kural olarak beslenmenizde yukarıda belirtilen gıda maddelerini dengeli bir şekilde tüketmenizi, tek bir gıda maddesini (yüksek dozda K vitamini içeren gıdaları) çok fazla tüketmemenizi tavsiye ederiz.

Kalp Kapağı Değişen Hastalar Uzun Dönemde Neye Dikkat Etmelidirler?

Hastanın kalbine yapay kapak (mekanik veya biyolojik kapak fark etmez) takıldı ise bu insanlar her türlü enfeksiyon tetikleyici durumlardan korunmalıdır. Örneğin, her türlü küçük veya büyük cerrahi işlemler, diş çekimi gibi işlemler antibiyotik koruma şartlarında yapılmalıdır. Antibiyotik koruma uygulanmadığı taktirde kapak enfeksiyon riski hastanın hayatını tehdit edebilir. Kalbinizde yapay kapak olduğunu doktorunuza söylemelisiniz. Bu durumlarda doktorunuz gerekli önlemleri alacaktır.

İkinci önemli konu düzenli kan sulandırıcı ilaç kullanımı ile ilgili yukarıda bilgiler mevcuttur.

Açık Kalp Ameliyatı Sonrası Hastalar, Refakatçıları ve Ziyaretçileri Nelere Dikkat Etmelidirler?

Hasta yoğun bakım servisinden odasına çıktıktan sonra kendisine ve refakatçısına eğitim verilir. Bu eğitim yeme, içme, yataktan kalkma, lavaboya gitmek gibi triflow kullanımı, dren takibi, sıvı dengesi takibi konuları içerir. Refakatçı sağlık ekibi ve hasta arasındaki köprüyü kurar. Hemşirelerin ve doktorların öngördüğü medikal tedavi harici yöntemleri hasta üzerine uygulamaya yardımcı olur. Evde kullanmak üzere reçete edilen ilaçların hastaya düzenli bir şekilde verilmesini sağlar. Özellikle yara bölgesini koruma yöntemleri, hastanın temel ihtiyaçları ile ilgilenir. Hastanın iyileşme sürecinde hastanın motivasyonunu yüksek tutar.

Hastaya refakat edecek kişinin nezle, grip, öksürük gibi rahatsızlığı olmamalıdır. Hasta yakınları hastayı ziyaret etmek istemektedirler. Refakatçı kalan kişinin hastayı ziyaret etmek isteyenlere mümkün oldukça gelmemelerini iletmeli, gelen ziyaretçileri hastaya fazla yaklaştırmamalı, kısa kalmalarını söylemelidir. Hastanın refakatçısı ve ziyaretçileri hastaya çıplak elle temas etmemeli, hastanın evde kaldığı odası bol bol havalandırılmalı, kalabalık misafir kabul edilmemelidir. Hasta gelen misafirlerle tokalaşmamalı ve kucaklaşmamalıdır.

Hastanın Taburculuk Süreci

Operasyon sonrası serviste ortalama 4 veya 5 gün sonunda tetkikleriniz ve tedavileriniz yapılmış ve problem yok ise taburculuk zamanınız gelmiş demektir. Taburcu olan hastanın ilaçları düzenlenir kontrole geleceğiniz gün belirlenir ve taburculuk işleminiz kat sekreteri tarafından yapılır.

Hastanın Hastaneden Şifa ile Taburcu Edilirken Dikkat Etmesi Gerekenler Nelerdir?

( Banyo, İlaç Kullanımı, Yiyecek, İçecekler, Cinsel Yaşam ) Hastaneden taburcu olduktan sonra yapılması ve yapılmaması gerekenler hemşireler ve doktorunuz tarafından hastaya anlatılır. Eve dönüş sonrası banyo yapmak için, göğüs deki yara bölgesini korumanız gerekmektedir. Duş yapabilirsiniz, yalnız yara bölgesini su geçirmeyen banyo flasteri kullanmalısınız. Gündüzleri refakatçınız eşliğinde kalkıp yürümelisiniz. Gündüzleri uykuyla geçirmemeye gayret ediniz. Gece gündüz ritmini normal haline döndürmek birkaç hafta sürebilir, endişe etmeyin. Doktorunuzun belirlediği diyete uyunuz. Belirlenen saatlerde ilaçları aksatmadan kullanmak ve temiz kıyafetler giymek gerekmektedir. Temiz ve tozsuz bir ortamda bulunmak, ağır kaldırmamak önemlidir. Ameliyattan sonra ilk altı hafta boyunca en fazla beş kilo kaldırabilirsiniz. Ameliyattan altı hafta sonra ikinci kontrolünüzde yara iyileşmeniz normal bir şekilde tamamlanmış ise ve diğer tetkiklerde sorun yok ise cinsel hayatınıza başlayabilirsiniz. Bu konuda endişeniz var ise doktorunuza danışın.

Hastanın Eve ve İşe Dönüş Süreci

Her hastanın iyileşme ve eve taburcu olma süreci farklıdır. Ortalama dört veya beş gün sonra hasta eve gidebilir. Yalnız, yara iyileşmesi 6 hafta boyunca devam ettiğinden işe dönüş süreci iki ayı bulabilir. Tabii ki bu süreç hastanın mesleğine göre değişebilir. Masa başı çalışan insanlar iki-üç hafta sonra çalışabilir. Ağır işlerde çalışanlar en az iki ay beklemelidirler.

Bypass Ameliyatı Sonrası Doktor Kontrolleri ve İlaç Tedavileri Doktorunuz sizi taburcu ederken tekrar kontrol amaçlı polikliniğine çağıracaktır. Genelde bu kontrol ortalama bir hafta sonra olacaktır. Bu kontrol muayenesine aç karnına gelmeniz gerekmektedir. Geldiğinizde, kayıt açtırıp KVC sekreterine başvurup rutin gereken kan tahlillerini, akciğer filmini, kalp grafisini ve tansiyon ölçümünü yaptırmalısınız. Bu sonuçlarla beraber cerrahınız kontrol muayenenizi yapacaktır. Bu muayene kapsamında yaranız kontrol edilecek, gerekirse dikişler alınacak, sonuçlar paylaşılacak ve idami ilaç tedaviniz düzenlenecektir. Doktorunuza somak istediğiniz soruları kayıt etmenizde fayda vardır. Genelde ikinci ve son cerrahi kontrol muayeneniz ameliyattan ortalama altı hafta sonra aynı şekilde cerrahınız tarafından yapılmaktadır. Kapak hastalarının kan sulandırma ayarı için ara muayeneler gerekebilir. İkamet ettiğiniz yer ameliyat olduğunuz hastaneye uzak kalıyorsa kontrol muayenelerin bir kısmını size yakın olan kardiyoloğunuzda yapabilir. Bu istisnai durumu cerrahınızın bilgisi dahilinde yaptırmalısınız. Uzun dönemde kontrol muayeneleriniz kardiyoloğunuz tarafından yapılması uygundur. Uzun dönemde, kendi isteğinize bağlı olarak, yılda bir defa yapılan kontrol muayenelerinizi kendi cerrahınıza da yaptırabilirsiniz. Sürekli kullandığınız ilaçlar cerrahınız tarafından raporlanacaktır. Bu raporun süreci genelde 24 ay geçerlidir. Rapor yenileme işlemini ya kardiyoloğunuza ya da cerrahınıza yaptırabilirsiniz. Raporlar günümüzde, bilgisayar ve internet ortamında 30 dk. içerisinde Türkiye çapında bütün eczanelerde kayıtlara geçmektedir. İlaç raporları ve elektronik reçeteler eskisi gibi size çıktı olarak verilmemektedir. Bu prosedür hem evraklarda olası hata oranını düşürmektedir, hem de çevre duyarlılığını artırmaktadır.

Kalp Damar Hastalıklarında ve Ameliyat Sonrası Beslenme Kolesterol ve Kalp Damar Hastalıkları

HDL Kolesterol

( High Density Lipoprotein = İyi Kolesterol )

Dokulardaki kolesterolü toplayarak dışarı atılmasını sağladığı için iyi kolesterol olarak bilinir. HDL’yi yükseltmek için en iyi yol, fiziksel aktivitenin arttırılmasıdır. Ayrıca hasta şişmansa, vücut ağırlığının azalması, HDL kolesterol düzeyini olumlu yönde etkilemektedir. Diyette toplam yağ düzeylerinin azaltılması, doymuş yağların yerine tekli doymamış yağların tercih edilmesi, sigara içilmemesi HDL düzeyinin arttırılmasında önemli faktörlerdir.

LDL Kolesterol

( Ligh Density Lipoprotein = Kötü Kolesterol )

Kolesterolü dokulara taşıyarak arter ve diğer kan damarlarının duvarlarında birikmesine neden olduğu için LDL, kötü kolesterol olarak da bilinir. Toplam diyet yağı azaltılırken, doymuş yağlar yerine doymamış yağların tercih edilmesi, diyet posa miktarının arttırılması, yağ ve kolesterol miktarlarının orta düzeye indirilmesi, düzenli fiziksel aktivite ile vücut yağ oranının azaltılması LDL kolesterol düzeyinin düşmesinde etkin başlıca etmenlerdir.

Besin Yağlarının Kan Yağları Üzerine Etkileri

Tekli Doymamış Yağ Asitleri:

Tekli doymamış yağ asitlerinden zengin yağlar oda sıcaklığında sıvı formdadır. Kanola, fındık yağı ve zeytinyağı bu yağ asitlerinden zengindir. Bu yağ asitlerinin LDL kolesterol ve trigliseridler üzerinde etkileri olmamasına karşın, HDL kolesterolü artırıcı etkileri vardır.

Çoklu Doymamış Yağ Asitleri:

Çoklu doymamış yağ asitlerinden zengin yağlar oda sıcaklığında sıvı veya yumuşak formdadır. Çoklu doymamış yağ asitleri içinde iki ana grup vardır, Omega-3 ve Omega-6. Omega-6 dan zengin bitkisel yağlar; mısır özü, ayçiçeği, soya fasulyesi yağlarıdır. Omega-3 te soğuk sularda yaşayan uskumru, ton, somon gibi yağlı balıklarda bulunmaktadır. Keten tohumu ve yağı, kanola yağı, soya yağı, ceviz ve fındıkta Omega-3 kaynaklarındandır. Omega- 3 yağ asitleri LDL kolesterol yapımını azaltarak kan trigliserit düzeyini düşürürler. Kalp koruyucu etkileride vardır.

Doymuş Yağ Asitleri:

Hayvansal kaynaklı besinlerle Hindistan cevizi yağında bolca bulunur. LDL kolesterol düzeyini yükseltir ve insülin direncinin oluşumunda etkin olduğu için diyabete eğilimi artırır.

Trans Yağ Asitleri:

Trans yağ asitleri bitkisel sıvı yağların hidrojenize edilerek katılaştırılması sırasında açığa çıkmaktadır. LDL kolesterolü arttırır, HDL kolesterolü düşürürler ve kalp damar hastalıklarının oluşumuna neden olurlar.

KALP HASTALIKLARINDAN KORUNMADA BESLENME İLKELERİ

Bunun İçin Neler Yapılabilir:

• Beslenmede Yağı Azaltın!

• Süt ve süt ürünlerinin az yağlı olanlarını tercih edin.

• Tükettiğiniz tüm besinlerin yağ miktarına dikkat edin.

• Günde en az 5 porsiyon sebze-meyve tüketmeye özen gösterin.

• Beslenmenizde balığa daha çok yer verin.

• Tam tahılları ve ürünlerini tercih edin.

• Yemeklerinizde katı yağları çok az kullanın.

• Yağsız dana, koyun eti ile derisiz kanatlı hayvan etlerini tercih edin.

• Satın aldığınız besinlerin etiketlerini mutlaka kontrol edin, az yağlı ürünleri almaya çalışın.

• Ara öğünlerde yağ miktarı düşük besinleri tercih edin(bisküvi, kek, pasta, cips yerine meyve ve sebzeler, hafif bir kahvaltı, az yağlı süt ve süt ürünlerini tercih edin).

• Kızartma yöntemini mutfaktan çıkartın, yemeklerinizi fırın, ızgara haşlama, buharda pişirmek yöntemlerini kullanarak hazırlayın.

• Ev dışında yemek yediğiniz zaman az yağlı yemekleri tercih edin, kızarmış ve soslarla zenginleştirilmiş yemeklerden uzak durun.

• Beslenmenizde doymuş yağlar yerine doymamış yağları tercih edin. Yani hayvansal kaynaklı yağlar ve katı yağlar yerine bitkisel sıvı yağları tercih edin.

• Diyetinizde kolesterol alımını sınırlayın. Kolesterol içeren besinlerin sınırlanması yeterlidir. Süt ve süt ürünleri, kırmızı et, derili beyaz et diyette sınırlanmalı, sakatatlar (karaciğer, beyin, böbrek) ve şarküteri ürünleri (salam, sucuk, sosis, pastırma) tüketilmemelidir. Yumurta haftada 2-3 adet haşlanmış olarak tüketilebilir.

• Posa tüketiminizi arttırın. Posadan zengin besinlerle beslenmek kan kolesterol düzeyinin düşürülmesinde yardımcı olur. Günde en az 3 porsiyon sebze ve meyve tüketimi, haftada 2 kez kuru baklagillerin kullanımı kepekli, yulaflı ekmeklerin, tam tahıllı kahvaltılık gevreklerin tercih edilmesi posa tüketiminin artmasında yardımcı olur.

• İdeal vücut ağırlığınızı koruyun. Aşırı vücut yağı kalp hastalığı riskini arttırır. Vücutta fazla yağın depolandığı bölgeye göre de kalp sağlığı etkilenir. Karın bölgesinde fazla yağ toplanması kalça ve uyluklarda toplanan yağa kıyasla yüksek oranda kalp hastalıkları ile ilgili risk oluşturur. Bu nedenle ideal vücut ağırlığınıza ulaşmanız dışında bel çevreniz de normal (kadınlarda en fazla 88 cm, erkeklerde en fazla 98 cm) olması kalp sağlığı açısından önemlidir. Eğer vücut yağ oranınızın fazla olduğunu düşünüyorsanız hemen beslenmenize dikkat etmeye başlamalı ve yaşam şeklinizi gözden geçirmelisiniz. Bunun için bir diyetisyenden profesyonel yardım alabilirsiniz.

• Fiziksel aktivitenizi arttırın.

• Sigarayı bırakın, stresi azaltın, aşırı alkol tüketiminden kaçının.

• Eğer kan basıncınız yüksek ise (hipertansiyon) kan basıncınızı kontrol altına alın. Hipertansiyon hastalığının olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak/azaltmak için; şişmanlığın önüne geçilmeli, ideal kilo korunmalı, tuz ve sodyum tüketimi azaltılmalıdır. Tuz, güçlü bir damar büzücüdür ve tansiyonu düzenleyen bazı sistemleri etkiler. Aşırı tuz ve tuzlu besinleri (konserveler, turşular, hazır besinler, salamura besinler, tuzlu kuruyemişler gibi) tüketmeyin. Ancak potasyum içeren meyve ve sebzelerin yeterli miktarda tüketilmesi yüksek tansiyon problemini azaltmaya yardımcı olur.

• Uyku

• Ameliyat sonrası uykusuzluktan bir çok hasta şikayet eder. Uykusuzluk genelde Narkoz ilaçlarından, yer ve yatak değişiminden, ameliyat sonrası hareketsizlikten ve gündüzleri uyumadan kaynaklanır. Normal uyku alışkanlığınıza 2 veya 3 hafta içinde dönmelisiniz. Biz ameliyat sonrası uykusuzluk için uyku ilacı kullanımı önermiyoruz.

Kolay uyuyabilmeniz için şunları deneyebilirsiniz:

• Gündüzleri uyumayınız

• Kafanıza takılan konular var ise bunları ailenizle paylaşın.

• Akşam yemeğinden sonra çay, kahve, cola gibi kafein içeren içeceklerden kaçınınız, çikolatanın da kafein içerdiğini unutmayınız

• Sizi dinlendirici ve rahatlatıcı meşgale bulunuz, örneğin müzik dinleyiniz.

• Ağrı kesici kullanıyorsanız yatağa yatmadan yarım saat önce alınız.

• Uyumak için uygun bir pozisyon ayarlayınız, gerekirse yastıklar kullanınız.

• Kollarınızı gövdenizden fazla ayırmamak şartı ile yan yatabilirsiniz.

Gece Terleme

Hastalar ameliyat sonrası gece terlemeden yakınırlar. Bu durumlarda ateşinizin olup olmadığını tespit ediniz. Ateşiniz yükseldi ise (38.5 ve üzeri) doktorunuzu arayınız. Ateşiniz yok ise yapacak bir şey yok. Çarşaflarınızı ve pijamalarınız değiştirin, bol miktarda su içiniz. Terlemeler genelde iki-üç hafta içerisinde kendiliğinden kesilir.

Ağrı Kesici İlaçlar

Eve taburcu olduğunuzda ağrı kesici ilaç ihtiyacınız olmamalı. Yine de göğüs bölgenizde, omzunuzda ve sırtınız da ağrı hissediyorsanız endişe etmeyiniz. Bu ağrılar genelde kemik ve kas ağrısı olarak sizi rahatsız edebilir. Cerrahınız ameliyat esnasında göğsünüzü açıp kapattığı için bu tür ağrılar birkaç hafta devam edebilir. İstediğiniz ağrı kesici ilaç kullanmanızda bir sakınca yoktur. Ağrılarınızı kontrol altına alamıyorsanız doktorunuzu arayabilirsiniz.

Ağrı Kesici İlaçlarla İlgili Sık Sorulan Sorular (SSS)

Ameliyatta Ağrı Duyacak mıyım?

Açık kalp ameliyatları %99 genel anestezi altında yapılır. Narkoz aldığınızda ameliyatı hiçbir şekilde fark etmeyeceksiniz ve ağrı, acı duymayacaksınız. Ameliyattan sonra yoğun bakımda uyanırken hafif ağrı duyabilirsiniz. Bu dönemde güçlü ağrı kesici ilaçlar damar yolundan verilir ve hastanın rahatlamasını sağlar.

 

Ağrı Kesici İlaçlar Benim Ağrımı Gidermekte Yeterli Olacak mı?

Bu konuda endişelerinizi cerrahınızla ve narkoz doktorunuzla paylaşabilirsiniz. Size göre ayarlanmış bir ağrı kesici ilaç türü ve dozu ağrı çekmemenizi sağlayacaktır.

 

Ağrı Kesici İlaçlar Bağımlılık Yapar mı?

Ağrı kesici ilaçlar gerektiği takdirde ve doktorunuzun bilgisi dahilinde kullanıldığında bağımlılık yapmaz. Uzun süre devamlı kullanıldığında bu tür ilaçlar midenize ve böbreklerinize zarar verebilir.

 

Doktorumun Yazdığı Ağrı Kesici Dışında Kendim Eczaneden Ağrı Kesici Alıp Kullanabilir miyim?

Çeşitli ağrı kesici ilaçları aynı anda almamalısınız. İki veya üç ilacın etkisi yorgunluk, halsizlik ve uykuya meyil yapabilir.

 

Öksürürken Göğsüm Ağrıyor, Ne Yapabilirim?

Öksürürken bağrınıza bir yastık basabilirsiniz veya göğüs korsenizi elinizle tutup hafif bastırabilirsiniz. Bu yöntem hem ağrılarınızı azaltır, hem de yara iyileşmenizde iman tahtanızı korur. Akşamları öksürükten dolayı uyuyamıyorsanız eczaneden öksürük şurubu alıp kullanabilirsiniz.

 

Kesi Yerinde Uyuşma

Bazı hastalar ameliyat yara bölgelerinde uyuşma hissedebilirler. Bu uyuşmalar cerrahiye bağlı olabilir ve genelde birkaç ay içerisinde azalır.


Kabızlık ve Hazımsızlık

Kabızlık şikayetleri kalp cerrahisinde bir çok hastada görülmektedir. Ameliyattan önce, serviste, hazırlık döneminde laksatif ilaçlarla veya lavman yaparak hastayı rahatlatmak kolay bir yöntemdir. Bu tür şikayetleriniz var ise servis hemşireniz ile paylaşmanızda fayda var. Ameliyattan sonra ilk tuvalet çıkışınız zor olabilir. Bu durum iki gün yatakta yatmaktan ve narkoz için verilen ilaçlardan kaynaklanmaktadır. Ameliyattan üç gün sonra hala büyük tuvaletinizi yapmadıysanız servis hemşirenize söyleyin ve gereken ilaç tedavisi sizi rahatlatsın. Uzun vadede bu tür şikayetleriniz devam ediyor ise sürekli laksatif ilaç kullanmanız doğru olmaz. Bu durumda yemek alışkanlıklarınızı ve yaşam tarzınızı (hareketsizlik) gözden geçirmelisiniz. Diyetisyene danışmanızda fayda vardır.

Ameliyat Sonrası Araç Kullanımı

Açık kalp ameliyatından sonra, acil zorunlu durumlar haricinde ilk altı haftada araç kullanmamalısınız. Doktorunuz altı haftalık kontrol muayenesinde yara iyileşmesini ve diğer tetkiklerinizi normal tespit ettiğinde araç kullanabilirsiniz. Araca şoförlük yapmamak şartı ile her daim emniyet kemerini bağlayarak binebilirsiniz.

Ameliyat Sonrası Normal Hayata Geri Dönüş

Ağır Kaldırma ve Uzanma

Açık kalp cerrahisi sonrası iman tahtanızın iyileşmesi süreci altı ve sekiz hafta arası bir süreçte oluşur. Bu dönemde ancak hafif ev işi yapabilirsiniz ve en fazla 2.5 kg ve 5 kg kadar ağırlık kaldırabilirsiniz. Kendinizi iyi hissediyorsanız refakatçınız yemek yaparken yardım edebilirsiniz. Toz alabilirsiniz ve benzeri hafif egzersizler yapabilirsiniz. Düzenli bir şekilde, uygun hava şartlarında refakatçınızla yürüyüşe çıkabilirsiniz. İlk altı haftalık dönemde kollarınızı omuz hizasından fazla yukarı kaldırmayınız. Örneğin; pencere silmeyiniz ve yüksek raflara uzanmayınız. Kendinizi yormayınız, aktivitelerinizi yaparken kendinize vakit ayırıp dinleniniz. Merdiven çıkıp inmenizde sakınca yoktur. Yalnız ilk dönemlerde merdiven korkuluklarına dayanarak ve gerekirse yanınızda refakatçınızdan yardım alarak merdivenleri çıkınız.

Yorgunluk

Yorgunluk kalp ameliyatından sonra sık sık gündeme gelen bir sorun olabilir. Ameliyatın zorluğu, kansızlık, hastane süreci, uykusuzluk, iştahsızlık gibi durumlar yorgunluk ve halsizliğe neden olabilir. Düzenli bir şekilde ilaçlarınızı almanız ve iyi beslenmeniz iyileşme sürecini hızlandırır. İlk altı haftada diyet yapmanız ve zayıflamanız önemli değildir. Canınızın çektiği bir yemek veya başka bir şey var ise refakatçınıza söyleyerek yiyip içebilirsiniz. Özellikle yeterince sıvı almamak (günde 2.5 lt) halsizlik yaratabilir. Genelde üç - dört hafta içerisinde vücudunuz ve ruhsal durumunuz toparlayacak ve eski halinize dönebilirsiniz.

Sigarayı Bırakma Sigara kullanımı insan sağlığına zararlı olduğunu her kez bilmesine rağmen Türkiye’de yaklaşık 15 Milyon insan sigara kullanıyor. Böylelikle, Kalp Damar Hastalıkları, Kalp Krizleri, Felç hastalığı, Akciğer ve Gırtlak kanseri gibi hastalıklar çok yaygın hale gelmiştir ve önde gelen ölüm nedeni olarak yer almaktadır. Sigarayı bırakmak için çeşitli yöntemler uygulanabilir.

Bu konuda daha detaylı bilgi almak için Sağlık Bakanlığı sigara bırakma hattını arayabilirsiniz:

ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Daha detaylı bilgi için diğer internet kaynaklarını araştırabilirsiniz. Örneğin; http://www.sendebirakabilirsin.com

Akupunktur, Allan Carr yöntemi, Bağımlılık testleri, Biorezonans yöntemi, Hipnoz yöntemi

Oruç Tutmak

Kalp yetmezliği bulguları, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği olan öğlen ilaç kullanmak zorunda olan hastalar ve kalp ameliyatının üzerinden üç ay geçirmemiş olan hastalar oruç tutmamalı.

Bunların haricinde hasta kendini iyi hissediyorsa ve organ yetmezliği bulguları yok ise kalp hastaları bu konuda kendileri karar verebilir. Uzun süre yemeksiz ve özellikle susuz kalmak insanlarda yorgunluk, halsizlik ve baş dönmesi gibi durumlara neden olabilir. Bu durumlarda kalp hastaları oruç tutmamalıdır.